1. harika
Görüntü harikaydı.
Çamaşır makinesi harika bir icattır.
Ne harika bir aile!
Andrina'nın işleri ciddiye almadığını bilirim ama kendisi harika bir arkadaş.
Bir bilim adamı, insan hakları hakkında harika bir konuşma yaptı.
Harika!
Evin harika.
Bu kuşlar iyi uçmaz ama harika koşuculardır.
Böyle harika bir günbatımı hiç görmemiştim.
Bu tırtıl harika bir kelebeğe dönüşecek.
Hepiniz için harika haberim var.
Harika hediye için teşekkürler.
Daha önce böyle harika bir film izlediniz mi?
Harika, değil mi?
Birkaç harika fikrim var ama paraya ihtiyâcım var.
2. mükemmel
Penceremizden manzara mükemmel.
O kelime onu mükemmel şekilde açıklıyor.
O, mükemmel reflekslere sahip.
Kız kardeşim mükemmel görüşe sahiptir.
Mükemmel kadınlar yoktur, mükemmel erkekler de.
İki insan birbirlerini mükemmel şekilde anlıyorlardı, ve birbirlerinin güçlü niteliklerine karşılıklı saygıları vardı.
Onun çalışması kabul edilebilir, ama mükemmel olmaktan uzak.
O mükemmel olmaktan uzaktır.
Bence, futbol mükemmel bir spor.
Bu fotoğraflarda mükemmel görünüyorsun.
Mükemmel işin beni utandırır.
O, mükemmel bir bilim adamıdır, bu itibarla her yerde tanınır.
3. olağanüstü
Bu film olağanüstü duygular uyandırıyor.
4. müthiş