1. karşısında
Haber karşısında rengi soldu.
Dükkan tiyatronun tam karşısında.
Öğretmen ödevimi sınıfın karşısında okumamı istedi.
O, efendisinin öfkesi karşısında geri çekildi.
Jishuku'nun karşısında uçtu.
2. onun önünde
3. önünde
masanın önünde
Evimin önünde bir postahane var.
Hepimiz halkın önünde bir şarkı söylemeye utandık.
Kapının önünde genç bir adam şarkı söylüyor.
Adam, bir bankın önünde oturuyor.
Yürüdüğün yolu göz önünde bulundur.
Devlet Başkanının korumaları girişin önünde konuşlandırıldılar.
Eyfel Kulesi'nin önünde bir düğün resmi istediler.
Bahçe evin önünde.
Çok sayıda araba benim evin önünde park edilmiş.
Bob bazı kızların önünde tedavi edildiği için utandı.
Irene Pepperberg, Alex adını taktığı bir papağanın önünde yuvarlak bir tepsi tutuyor.
Miktarı göz önünde bulundurmaksızın,Brian gelecek haftaya kadar doğru,tam miktar istiyor.
Ben bütün gün bilgisayar ekranı önünde otururum, bu yüzden elektro-manyetik dalgalar tarafından oldukça şiddetli şekilde bombardıman edilirim.
Biri odasının önünde duruyor.
4. karşı
Tüm insanlar özgür, değer ve hak bakımından eşit olarak doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler. Birbirlerine karşı kardeşlik düşünceleriyle davranmalıdırlar.
Planıma karşı mısınız?
Onlara karşı çıkmak hiçbir şeye yaramaz.
Şahsen ben kürtaja karşı olduğumu söylüyorum.
Sarımsak ve soğan soğuk algınlığına karşı iyi ilaçlardır.
Sıkıntılı günlere karşı biraz para biriktirmelisiniz.
Niçin patronuna karşı çok asisin?
O, ebeveynlerinin isteklerine karşı çıktı ve yabancı ile evlendi.
Sınır Tanımayan Doktorlar'ın kurucusu Bernard Kouchner, Irak Savaşı'na karşı çıkmadı.
Avrupalı emperyalist güçlere karşı yapılan Türk İstiklal Savaşı 1919'dan 1923'e kadar devam etti.
Herkese karşı kaba davranamazsın ve sonsuza dek onun yanına kalacağını bekleyemezsin.
Onlar müslümanlara hiçbir müslümanın kâfire karşı davranmadığı şekilde davranıyorlar.
Eğer Allah bizimleyse, sonra kim bize karşı çıkabilir?
Gençlik ve cinsiyetiyle ilgili bilgi işine karşı bir ön yargıya sebep olmasın diye Bayan Cockburn adını gizledi.
Hepimiz hata yapmaya karşı yükümlüyüz.
5. zıt
Zıt Erenköy.
Uygunsuzun zıt anlamlısı uygundur.